Jr ve yemek
Pazartesi, Mart 26, 2012
Dönem dönem yemek yedirmek öyle zorlaşıyor ki, kullandığım materyaller tükeniyor, kimi zaman oyunlar… Ancak, psikolojimin tükendiği bir gerçek…
Bizde çok derin yaralar açan ilk yuvamızın tüm izlerini silmek sildirmek çok isterdim hayatımızdan, sanırım özellikle de güven konusunda harabeye dönmüş benim hayatımdan. Ancak, itiraf etmeliyim ki, ilk öğretmeni sayesinde yemek yemeyi öğrendi.Bir sebzenin tadına bakması için dil döküp çoğunlukla hüsranla susarken ben, öğretmeni ona tatmanın deney gibi olduğunu ve çok şey öğretebileceğini anlattı..Aslında her şey öğretmende bitiyor. Yuva ve yuvanın yarattığı kaosu bile öğretmen yavruya hissettirmiyor bile.Eğer öğretmen iyi ise dediğim gibi..Ancak, öğretmen gönderilen 3 ayda 3 defa değişirse o zaman her şey altüst olabiliyor.
Nitekim bizde de oturan sistem, sevgili öğretmenimizin hatırına bazen sürdürülebiliyor.
Resimleri tararken yaşadığımız sıkıntıların global olduğunu gösteren bir kareye rastladım. Viladimir ile annesi Hannah Rus idi. Aynı sorunları yaşadığımız için ve aynı saatlerde öğle yemeği saatimiz olduğu için restoranda buluşuyorduk. Hem biz sohbet ediyorduk, hem onları oynatırken ağızlarına yemek sıkıştırıyorduk. Cidden, yemek yediriyorduk demek isterdim ama yemek sıkıştırıyorduk durumu en açık anlatan ifade oluyor.
Restoranda sorunsuz yemek yiyen diğer çocuklar hakkında konuşurken, Hannah bana çocukların neler yediğine dikkat etmemi rica etti.. Gerçekten hepsi sabahları corn flakes çeşit, öğlen makarna benzeri yemekleri yiyorlardı. Bu acıyı çekmek bizim tercihimiz demişti ve biz de sonra bu konuyu hiç konuşmadık… Arada aklıma gelince de, Emre Alp’ in yemek seçme kusurunun benden kaynaklandığını kabul edip bu kusurla mücadele edemediğimden bir şekilde yemek yedirmek için uğraşmayı seçtiğimi kendimde özdeşleştirip konuyu kendime ızdırap haline getirmemeyi zaman içinde öğrendim.